Covid-19 Pandemisi ve Ekonomik Etki Tek Yönlü Mü?

Son 2-3 haftada Covid-19’un üzerine finansal piyasalarda ve ekonomi bloglarında çokça uzman görüşü çıkıyor. Bunların çoğunu değerli buluyorum. Belirsizliğin arttığı dönemlerde, uzmanlıklarını ve entellektüel sermayelerini serikanlılıkla birleştirebilen insanlara ihtiyaç artıyor.

Okuduklarımda öne çıkan başlıklar şöyle:
• Para politikası bu krizde tek başına yeterli değil. Merkez Bankaları’nın aksiyonları kritik ama bu sefer hedef odaklı maliye politikaları ile desteklenmek durumundalar (https://www.bruegel.org/2020/03/economic-response-coronavirus/).
• Çünkü 2008’den farklı olarak bu sefer sadece ‘ani finansal duruş’ riski değil; ‘ani ekonomik duruş’ riski öncelikli olarak yaşanıyor (@elerianm)
• İşgücü kaybı ve üretim zincirlerindeki lojistik problemlerle arz problemi yaşanırken, karantina önlemleri ile talep problemi aynı anda yaşanıyor (https://www.bruegel.org/wp-content/uploads/2020/03/PC062020_ECOFIN_Coronavirus.pdf).
• Hem yaşanan krizin aynı anda tüm dünya ekonomilerini etkilemesi, hem arz ve talep şokunun aynı andan yaşanması yüzünden, ‘bu seferki kriz farklı’ (https://voxeu.org/article/how-should-we-think-about-containing-covid-19-economic-crisis)
• Diğer krizlerden farklı olarak, hizmet sektörü, imalat sektöründen daha fazla bir talep düşüşü yaşıyor (@GitaGopinath). Sektörel etki en fazla turizm-havayolu ve yeme-içme sektörlerinde olacak gibi duruyor.
• Hedefli maliye politikalarında öncelikli grup, KOBİ’ler ve hanehalkları (https://voxeu.org/article/covid-19-europe-needs-catastrophe-relief-plan).
• Artan ticari risk ile pandemi durumunun mücbir sebep sayılıp sayılamayacağı tartışmaya açık (https://www.dunya.com/kose-yazisi/koronavirus-bilancoma-bulasti/464772).
• Çok uluslu bankaların kredi paketleri, bu tartışmaları ve piyasalardaki güven probleminin üstesinden gelmek için henüz yeterli gözükmüyor.
• Tahmin yapacak veri olmamasına ve pandeminin global olarak tepe noktası görünmemesine rağmen, güven unsurundaki düşüş ile 2020 global büyüme tahminlerinde %1.0-1.5 arasında aşağı yönlü revizyon yapan kurumlar var. (https://www.mckinsey.com/business-functions/risk/our-insights/covid-19-implications-for-business#Exhibit4 , https://twitter.com/RobinBrooksIIF/status/1238824925286334464).
• Bu tahminler global resesyonla ciddi ekonomik yavaşlama arasında bir noktaya işaret ediyor.
• Ülkelerin, Covid-19’un yayılmasına verdiği tepkiler arasında farklılıklar var ve çoğu ülke geç kalmakla eleştiriliyor. Liderlik kalitesi, ülkelerin kurumsallaşma ve siyaset kültürü, ve pandemi önleme politikaların sertliği ile ekonomiye verilecek zarar arasındaki ilişkiye siyasi hassasiyet bu farkları belirlemiş gibi duruyor.

Yukarıda kısaca özetlediğim bu ekonomik ve finansal görüşlere rağmen, bu resim net olmaktan çok uzak. Sebebi de, bu görüşlerin bir çoğunun pandeminin ekonomi üzerindeki etkisini tek yönlü olarak tahmin etmeye çalışması. Oysa, henüz pandemi ile ilgili durumu bile anlayamıyoruz. Uzmanlar pandeminin ne mevsimselliğini kestirebiliyor; ne de insanların geliştirebileceği bağışıklığın ne kadar kalıcı olabileceğini. Böyle bir durumda, ekonomi üzerindeki etkileri tek yönlü bir doğrusallık üzerinde aramak ve tahmin yapmaya çalışmak, yeterli olmaktan çok uzak.

Okuduklarım arasında en net görüşü ise bir işlemsel biyoloji uzmanından (@BallouxFrancois) okudum: ‘Sağlık ve ekonomi çok yakından ilişkili: Kişi başına GSYH ile yaşam beklentisi arasındaki korelasyon çok yüksek. Eğer covid-19 pandemisi bir global ekonomik çöküşü sebep olursa, bu ilişki yüzünden covid-19’un sebep olduğundan daha fazla bir kayıp yaşanabilir’.

Olayın özü: Büyüme odaklı ekonomik ve finansal sistemdeki sorun, ekonomiler ve sayılar büyürken demokrasi, iklim, sağlık sistemi ve gelir eşitsizlikleri ile bir başkasının ilgileneceğinin düşünülmesi. Bu pandemi artık, bu sorunu daha fazla göz ardı edemeyeceğimizi gösteriyor. Pandemiyi veya iklim krizini yönetmekle ekonomiyi yönetmek arasında ‘seçim’ ya da takas’ diye birşey yok. Gelinen bu aşamada pandemi ve ekonomik kriz, sadece kriz döneminde kulak verilen sağlık sektörü uzmanlığı ya da merkez bankalarının boğucu likiditesi ile aşılamayacak gibi duruyor. Bu noktadan sonra, nedensellik ilişkinin matriksel hale getirmemiz ve farklı uzmanlıklar arasındaki koordinasyonun önemini anlamak kritik. Ekonomik büyümeyi ve finansal piyasaları bir sene daha kurtaracak anlayışa ve politikalara değil; ‘entegre’ sağlık, sosyal, eğitim, ekonomik ve finansal politikalarının önemini anlayan uzmanlara, bağımsız kurumlara ve liderliğe ihtiyaç var.

Comments are closed.