Uçdeğer Olarak 2020 GSYH Büyümesi

https://www.linkedin.com/pulse/uçdeğer-olarak-2020-gsyh-büyümesi-pelin-yenigun-dilek/

Pandeminin hem ülke ekonomileri bazında, hem de sektörel olarak etkisi asimetrik oldu. Ülkelerin hanelere, işyerlerine verdikleri desteklere göre ekonomik daralma oranları farklılaşırken, hizmet-sanayi ayrımına göre de sektörlerin etkilenme dereceleri farklılaştı.

İşgücü piyasaları üzerinde de benzer bir etki oldu. Türkiye’de uygulanan kısa çalışma ödeneğine benzer diğer ülke programların boyutu işsizlik oranlarının ülkeden ülkeye farklı oranlarda gerçekleşmesine sebep oldu. Hizmet sektörünün ağırlığına göre de, işsizlik verileri hem ulusalda, hem de bölgesel olarak farklılaştı.

Kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin gibi uygulamaların işsizlik verilerini olduğundan daha sınırlı göstermesinden dolayı, gerçek üretim kaybını anlayabilmek için son dönemde çalışma saati kayıpları da hesaplanmaya başlandı. Sonuçta, kişiler işsiz kalmasa bile, daha az çalışılmasından dolayı bir üretim kaybı yaşanıyor.

Grafikteki ortalama çizgi, beklendiği üzere çalışma saati kaybı ile GSYH daralması arasında pozitif bir ilişki olabileceğine işaret ediyor:

1) %10’un üzerinde çalışma saati kaybı yaşayan ülkelerde GSYH daralması %8’in üzerinde

2) Çalışma saati kaybı %9’u altında olan ülkelerde, GSYH kaybı %6’ın altında

3) Çalışma saati kaybı en az ülkelerden bir tanesi olan Çin’de büyüme pozitif

4) Çalışma saati kaybı en fazla ülkelerden bir tanesi olan Türkiye’de büyüme pozitif

Bu dörtlü gruplamaya göre, Türkiye’nin bir uçdeğer olduğu ortaya çıkıyor. Uçdeğer olması, Türkiye’nin pozitif GSYH rakamlarına rağmen, işgücü üretim kaybının yüksek olması anlamına geliyor.

Türkiye’nin neden uçdeğer olduğunun cevabı, hem 2020 ekonomi politika tercihlerinde; hem de Türkiye’nin son 10 yıllık sektörel istihdam hareketlerinde aramak gerekebilir. Yüksek kredi büyümesine dayalı ekonomik politikalar, yarattığı makroekonomik dengesizliğin yanında, istihdam piyasalarında da istenilen pozitif etkiyi yaratamamış.

Çalışma saati kayıplarının kalıcı olması, mevcut ekonomik büyüme modelindeki değişim ihtiyacına ve bu değişimin sadece para politikası ile sağlanamayacağına bir kez daha işaret ediyor.

Comments are closed.